30'a 1 Kala İki Çocuk

3'ten geriye doğru sayım, fonda sizden bir önce gidenin güçlü ama kısa çığlığı...Çarpıntı için tüm koşullar hazır. Yine de bu hisse karşı koyamıyoruz. Füzeyle uzaya fırlatılmak da böyle olsa gerek

 
     Gazoz kapakları, tasolar, ezilmiş kutu kola tenekeleri...Bunlar bizler gibi PC devrimine yetişmiş ama XBox ya da Play Station çağına geç kalmış bir kuşak için çocukluk denilince ilk akla gelenler. Sonrası ise malum: Dershaneler, seviye belirleme sınavları ve bunların arasına sıkışmış internet cafe seansları.Kısacası eğlenmenin zaman kaybı olarak kabul edildiği yaşlar. Gold Coast işte bunun tam tersini ispat etmek ister gibi. Tema parkları, roller coaster'ları, sürat tekneleri ve sörfçüleriyle hem gerçek çocukları hem de büyük çocukları yakalıyor, zamanın nasıl geçtiğini unutturuyor.

Sörf için gerekenler: Büyük dalga, sörf tahtası ve yetenek. İkisi var biri yok. Bilin bakalım hangisi? :)

     Aslında Gold Coast'u ilk keşfedişimiz internette gördüğümüz bir fotoğrafla olmuştu. Görmeye pek alışık olmadığımız bir şehir görüntüsü vardı bu fotoğrafta: Yüksek binalar, birbirinden köprülerle ayrılmış adacıklar, yatlar ve upuzun bir sahil hepsi içiçe bir arada görülüyordu.

O andan itibaren Gold Coast listemizdeki yerini almıştı. Şehre vardığımızda ise fotoğraflarda gördüğümüz bir karenin bu kez içerisinde olmanın değişik duygusunu hissettik. Şehir gerçekten de bazısı doğal bazısı yapay bir dolu adacık ve su yollarından oluşuyor. Yaya olarak yürürken bunun tam olarak farkına varılamasa da ummadık bir anda karşınıza çıkan kanallar size burada sıradan rotaların işlemeyeceğini hatırlatıyor. 

     Gold Coast'un en büyük eğlencesi tema parkları.

Tropik meyve bahçelerinden, biniciliğe, film stüdyolarından, su kaydıraklarına kadar bir sürü çeşit park var. Artık hangisini seçeceğiniz cesaretinize ve zevkinize kalmış. İstanbul'da yaşayarak zaten yeterince adrenalin aldığımız doğru ama biz yine de cesaretimizi toplayıp en korkutucu roller coaster'lardan sürat teknelerine midemiz ve kalbimiz elverdiğince koşuşturduk.

Bu arada biz endişeyle sıramızın gelmesini beklerken minik Avustralyalılar'ın sabırsızlıkla yerlerinde duramayışı, hatta biz "bunu asla bir daha yapmam" derken onların "hadi bir daha yapalım" demesi gözümüzden kaçmadı :) 20'li yaşları geride bırakıyor olduğumuzu düşünmektense onların daha cesur olduğunu düşünmek işimize geldi ve demek ki gündelik hayatta pek bir heyecan olmayınca böyle oluyormuş diyerek kendimizi avuttuk.

Bir insan bunu kendine neden yapar? :)

     Unutmadan; 

• Gidilen yer Avustralya'nın eğlence başkenti olunca kalınan yer de buna uygun oluyor. Hosteller party animal'larla dolu :) Her ne kadar saat 23:00 gibi sesler azalsa da gürültü-patırtıya alışmak gerekli. 
• Tema Parkların toplu biletleri tek tek satın almaya göre çok daha avantajlı. Bir parkta rahatlıkla bir günü geçirebiliyorsunuz. Planları buna göre yapmak gerekli. 
• Biz oradayken yeni tramvay hattı açılmak üzereydi. Onun dışında ulaşım otobüslerle sağlanıyor. Mesafeler uzak ve ücretler biraz pahalı. Ancak seyahat rahat ve konforlu.
• Eğer hız tutkunuzu hala gideremediyseniz bir de 10 cm'lik suda bile giden jet boat'u deneyin. Biz yediklerimizi çıkarmadan tamamlayabildik.

Bu koşularda selfie yapmak her babayiğidin harcı değil. En iyisi sonradan çekilmiş fotoğrafınızı almak