Translate

29 Ocak 2014 Çarşamba

Toprak, Su, Ateş ve Tahta

     Yaşamı istatistiklere dökmek ne kadar mümkün? Bu açıdan bakacak olursak Malavi'yi 3 adet istatistikle özetleyebiliriz : Afrika'nın en büyük üçüncü gölünün ev sahibi, dünyanın en fakir ilk 10 ülkesinden biri ve ortalama yaşam süresi sıtma ve HIV/aids gibi hastalıklar nedeniyle yaklaşık 40 yıl. Oysa burada zenginlik de hastalık da gölün kendisi de rakamların anlattığından çok farklı anlamlara sahip. 
Gölün yerel ismi "Nyasa" Bu göl anlamına geliyormuş.Avrupalılar ise burayı keşfettiklerinde "Nyasa Lake" demişler. Yani göl uzunca bir süre "Göl Gölü" olarak anılmış
    
    Malavi gölünün kıyısında insanlar yaşanabilecek en basit hayatı yaşıyorlar.Göl hayatın tam ortasında. Bunu görmek için göl kenarında bir yürüyüş yapmak yeterli.Balık avlayan yerliler, çamaşır yıkayan kadınlar ya da oyun oynayan çocuklar...

     Eylemler değişiyor ama göl daima yerini koruyor. Gölün sunduklarının dışında tüm evlerin önünde mısırlar ekili.Yerliler bu sayede "nshima" yani bir çeşit "ugali" hazırlıyorlar.Bunun ugaliden farkı içine "manyok" (cassava) bitkisinin katılıyor olması. Bu bitkiyi yemeklerde kullanabilmek için çömleklerin içinde günlerce bekletiyorlar. 
Cassava doğru hazırlanmadığı takdirde felç ve ölümlere bile neden olabilen zehirli ve kötü kokulu bir bitki

     Elbette köyler de gölün yakınlarına kurulmuş.Köye girdiğimiz anda köyün tüm çocukları etrafımızı sardılar ve ellerimizi tutup yol boyunca bize eşlik ettiler.

     Çocukların kimileri çıplaktı, kimilerinin ise yırtık pırtık elbiseleri vardı.Toprağın içinde yalınayak oynuyor, takla atıyor, amuda kalkıyorlardı. Hiçbir şeyleri olmamasına rağmen çocuktular ve mutluydular. Zaten daha önce sahip olmadıkları ya da başkasında dahi görmedikleri bir eşyaya, yaşam düzeyine sahip olmadıkları için nasıl mutsuz olsunlar ki... 
3 odalı bu evin zemini topraktı ve nerdeyse içerisinde hiçbir eşya yoktu. Elektrik olmadığından içerisi kapkaranlıktı

   
 Ev ziyareti sonrası köy okulunu görmeye gittik.Buranın bir ahır değil de bir okul olduğunu ancak varsa sınıftaki tahtadan ya da duvardaki bazı harita ve resimlerden anlayabildik. Sınıflarda hiçbir şey yok, tozun toprağın içinde ve hatta sıraları dahi yok.Kütüphane olarak gösterilen yerde bağışlanmış birkaç kitap var o kadar. Okul ziyaretimiz sırasında okul müdürünün de misafiri olduk. Bu zorluklar içinde neler yapmaya çalıştıklarından bahsetti ve dilenmediklerini yalnızca çocukların ihtiyacı olan şeyleri sağlamaya yardımcı olabilirsek memnun olacaklarını söyledi. Herşeye ihtiyaçları var. 


Özellikle İngilizce çocuk ve ders kitapları yardımları için yukarıdaki adrese gönderim yapılabilir.

     Köyde yaşadığımız bir başka deneyim de köylülerin hem fiziksel hem ruhsal hastalıklarına bakan ve geleceği gördüğüne inanılan bilge kişi "nanga" yani kahin-doktor ile tanışmamız oldu. Nanga tuhaf giyimi, garip takıları ve görünümüyle hemen fark ediliyordu. 
Ruhani kimliğinden ötürü nangaya kilise tarafıdan bir kıyafet verilmiş

     Bizlere yapacağı gösterisi için önce hepimiz bir barakaya geçtik. Arkamızdan, önce tamtamlar peşinden de nanga geldi. Vurmalı çalgılar ve düdüğün sesiyle beraber nanga transa geçermiş gibi dans etti. Gösterisi sırasında bizleri de birer birer kaldırarak kendisine eşlik etmemizi istedi. En sonunda da kendisine uzatılan yanan bir közü ısırıp yedi.

     Bu gösterisinin ardından "nanga" ile sohbet etme şansımız oldu.Kendisi köyün ileri gelenlerindenmiş ve babası da kendisi gibi "nanga"imiş.Bu mertebeye gelebilmek için pek çok aşama kaydetmiş, bir sürü bitkinin özelliklerini araştırmış.Şimdi de çocuklarına bildiklerini aktarıyormuş. Nanga son olarak bize geleceğimizle de ilgili bilgiler verdi. Bunu yaparken göğsüne vurup derin derin nefesler aldı. Buna göre :

  • Birbirimizi seviyormuşuz 
  • Birbirimizin ailelerini ziyaret etmeliymişiz 
  • Afrika'ya tekrar gelecekmişiz
  • Avustralya'ya gidecekmişiz ve bizi orada bekleyenler mutlu olacaklarmış (Nanga bu kehanetiyle bize "yok artık" dedirtmeyi başardı) 
  • Sırasıyla iki erkek bir kız olmak üzere üç çocuğumuz olacakmış (ikinci "yok artık" da bu kehanetten sonra geldi) 

Kafamızda nanganın büyülü dansı ve kehanetleri dalgın dalgın yürürken köyün bir başka özelliğini daha keşfettik. Chitimba tahta oymacılığında çok usta bir köy. Küçük küçük dükkanlarda gençler el yapımı ahşap eşyalar satıyorlar.Büyüklü küçüklü bu ahşap heykeller, masalar, sehpalar, sandalyeler ve objeler o kadar ustaca yapılmış ki hayran olmamak elde değil. Biz yolumuz uzun olduğundan pek bir şey satın alamadığımıza üzüldük. Malavi'de paradan daha çok ihtiyaç duyulan şeyler var. Dolayısıyla gençler takas da yapıyor. Mesela biz anı olarak bir miktar para ve bir çift çorap karşılığında küçük tahta bir gergedan aldık. Bu arada bir sürü dükkan arasında bizim anladığımız gibi bir rekabet yok. Köyün tüm gençleri bebeklikten beri arkadaş oldukları için artık kardeşten de öte olmuşlar. Dolayısıyla hangi dükkandan alışveriş yaptığınızın bir önemi yok. Kazanılan para tüm köye ait. Köyün gençlerinin bir kısmı daha büyük kasabalara okumaya gitmişler, bir kısmı ise köylerinden hiç ayrılmamış. Ancak cep telefonlarına ve internete ulaşabildikleri ölçüde dünyadan ve kendi durumlarından haberdarlar. Hatta Premier League Malavi'nin bu ıssız köyünde bile yakından takip ediliyor.

Fantastic Steve'in dükkanında tahtadan yapılmış çok güzel satranç takımları vardı ancak oynamayı bilen yoktu. Bunun üzerine biz onlara satrancın kurallarını anlatırken onlar da bize geleneksel bir oyun olan "bao" oynamayı öğretiler. Bu taşlarla oynanan basit oyun şans kadar strateji de gerektiriyor. Yerlilerin elinden her türlü iş geldiği için saçımızı örme (hair braiding) tekliflerine hayır demedik

Malavi'deki son iki günümüzü ise yine Malavi gölünün kıyısındaki Kande Beach kampında geçirdik. Bu kez timsah tehlikesi olmadığı için gölde yüzebildik de. Göl tertemizdi ve büyüklüğünden dolayı bir deniz gibi görünüyor olsa da çok daha durgundu.

Malavi'deki son gecemizde hem uzun yolculuğun yorgunluğunu üzerimizden atmak hem de birkaç gün önceki doğum günlerimizi kutlamak için grupça bir parti yaptık. Bu mini parti için önceden çekiliş yapıp herkesin birbirine kostüm almasına karar vermiştik. Afrika'nın göbeğinde kostümleri nereden bulacağız diye düşünürken rehberimiz Nicky düzenlenen bu turlar sayesinde bu tip kostümler satan ikinci el dükkanların yolumuz üzerinde olduğunu söyledi. Böylelikle ekipçe birbirimize bu gece dışında giyemeyeceğimiz komik kıyafetler aldık. Sonrasında bu kıyafetleri yeniden değerlendirilmek üzere rehberimize teslim ettik.
Biz Afrika kıyafetleri beklerken Meksika kıyafetleri almamızı manidar bulduk

Sınır kapısında yaşadıklarımızdan sonra kuşkulu başladığımız Malavi yolculuğumuz gölün büyüsü, köy ziyareti, tanıştığımız insanlar ve nanganın iyi kehanetleri :) sayesinde mutlu sonla bitti.

Unutmadan;

  • Okul dışında kullanılmış kıyafetler,top,oyuncak ve benzeri her türlü şey için Steve Nyrenda (Fantastic Steve) Chitimba School PO Box 75, Chitimba, Rumphi, Malawi,Central Afrika adresine gönderim yapılabilir.
  • Malavi'de sıtma endemik olarak görülüyor.Dolayısıyla gerekli önlemleri almakta fayda var.
  • Gidilen zamana bağlı olarak akşamları yağmur yağabiliyor. Yıldırımların görüntüsü muhteşem.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder